Bir çocuk için hoş bir tada sahip olan özellikle tatlı besinlerin çekici değerleri işe yaramamaktadır. Yeni tatlara olan antipatisini çocuk yaşta yenememiş insanlar, hayatları boyunca artık işe yaramayan bir çağdaşlık edasıyla (örneğin süt ya da balığın) alerji yaptığı bu besinleri yiyemeyeceğini söyler. Oysa çoğu zaman bunun yanlış olduğunu da bilir.

Çocuk için yemek seçiminde en etkili faktör, ailesidir. Örneğin Amerikalı bir çocuk babasının yeterince süt içtiğini gördüğünden, muhtemelen hayatı boyunca süt içecektir. Fakat Avrupalı bir ailenin çocuğu babasının süt yerine bira ve şarap içtiğini gördüğünden bu içecekleri sevmesi ve sütten uzaklaşması neredeyse kesindir.
Aynı zamanda eski ve yersiz bir takım inançlar da çocukların yemek alışkanlıklarım etkiler. Örneğin “çocuklar çok fazla et ve yumurta yememelidir”, düşüncesi ne kadar saçma olsa da oldukça etkili olabilmektedir. Genç insanlar için ise durum biraz farklıdır. Genç bir insan, sahip olduğu yoğun heyecan dolayısıyla bugün son derece fazla ihtiyaç duyduğu bir yiyeceğe, yarın antipatiyle yaklaşabilir. Ayrıca yetişkin biri olduğunu kanıtlama çabası, onu farklı olma arayışlarına götürebilir. Yetişkinlerin alışkanlıklarını kırma çabası, onun çoğu zaman mantıksız sayılacak hareketlerde bulunmasının temel nedenidir. Örneğin hiçbir neden yokken 16 yaşındaki bir gencin, çorbasına diğerlerinin koyduğundan 3 kat fazla tuz koyması başkalarından farklı olma çabasının en güzel bir göstergesidir.